2 Eylül 2016 Cuma

80'ler Deposu / Tavuklu Saat

Haftaiçi her sabah 'hass..', 'höööyyynkk!' gibi nidalarla yataktan fırlamamızı sağlayan efsanevi buluş. Çalar saat olgusuna farklı bir bakış açısıdır bu saat. Saat olmanın çok ötesindedir de ayrıca. Gün içinde canınız sıkılır, TRT'de ya 'yayın kopmuştur' (ne demekse artık) ya da izleyecek birşey yoktur; arkadaşlar aileleri ile bir yerlerdedir ya da senin sokağa çıkma yasağın (80'lerde toplumsal bi alışkanlıktı aslında) vardır ve kös kös evde oturuyorsundur. Yapacak bişey bulamayıp Tavuklu Saati eline alırsın ve başlarsın (gerizekalı) buluşlar yapmaya! Önce serçe parmağını sokarsan saatin çanı ile tokmağı arasına.. canın acıyınca ceviz ararsın ortalıkta aynı işlem için, onun büyük olacağı aklına gelir fındık taramasına başlarsın.. o bu derken annenin 'misafir odası'nda bulunan 'vitrin'de misafirler için sakladığı cam çay kaşıklarını bulursun. Nedense aklına gelmez onların çan ile tokmak arasında kırılacağı. İlk denemenin ardından ağzın açık ellerin iki yanda kalakalırsın. Kaşık parçaları toplanır ve vitrindeki çekmeceye mavi kareli bezin içine konar. Burada verilmeye çalışılan imaj kaşığın durduğu yerde kırılmış olmasıdır. Bu fikrin salakça olduğunu da düşünmezsin. Sonrası genelde facia tabi...

Bir de aynı sıkıntılı hal uyku öncesinde üzerindeyse ve uyuyamıyorsan, koyunlar filan da işe yaramıyorsa saati alır başucuna koyarsın. Kadrandaki tavuk kafayı eğmek suretiyle yerdeki buğdayı yerken sen de onu izleyerek uykuya dalarsın... Hey gidi günler hey!



Hiç yorum yok: